Beni kötü hissettiren kimseden nefret edecek kadar kötü bir kalbim olmadı ve
asla olmayacak, gülümsüyorum ve yoluma devam ediyorum çünkü biliyorum ki zaman herkesi kendi yerine koyuyor.
biriyle aranızdaki bağ koptuysa, bittiyse artık bir şeyler.. bir daha iletişime geçmeye, ona varlığınızı hissettirmeye çalışmayın. gerçek sevgi, gerçek dostluk, gerçek bir şeyler olsaydı bitmezdi. bu, sizin zamanınızı boşa harcamak ve kendi içinizdeki benliğinizi yok saymaktır.
Ankebût / 60
Nice canlılar var ki, hayatları için gerekli olan rızkı yanlarında taşıyamaz. Onların da sizin de rızkınızı veren Allah’tır. O, her şeyi hakkıyla işiten, her şeyi hakkıyla bilendir
Çivi çiviyi yerinden etmez. Aşkı herkesle yaşanılabilir sanmak yanılgıdan öteye geçmez. Ruha dokunmadan tene dokunmak mutluluk vermez. Birinin hayatını tepetaklak eden, çıktığı yolda düzlük görmez. Gelen gideni her zaman aratmaz ama gideni gitmeye mecbur bırakanın arayışı bitmez.
Birbirinize kızın, birbirinizle kavga edin ama ne olur sakın bir insanı gönülce, gözce, dilce, ruhça kırmayın…
Hatasız insan zaten yok
Bize mahçubiyet lazım.
Okuduğunuz bölüm, yaptığınız iş ne olursa olsun, mayanızda güzel ahlak yoksa, edepten nasip alamamışsanız olduğunuz konumun hiçbir önemi yok. insanlar sizi ahlakınıza, huyunuza göre ya iyi ya da kötü olarak anarlar.
Edepsizliğin adını Özgürlük koydunuz.
Hayasızlığın adını Öz Güven koydunuz.
Oysa EDEP aklın tecrümanıdır.
İnsan edebi kadar akıllı,
Aklı kadar şereflidir....
"Doğru insan, sevgiyle büyümüş olduğu için kendini belli ediyor. Kestirip atmıyor, gönül alıyor, ayrılmayı değil onarmayı tercih ediyor, güzel seviyor, sarıp sarmalıyor ve baya “ev” oluyor. Tanıyorsun görünce yani. Zaten evini nerde görsen tanırsın."