Yunus bir şiirinde; “Ballar balını buldum, kovanım yağma olsun” diyor. Aşk tam olarak böyle bir olgu. Ona baktığında, daha iyisi istenemez gibi görünmesi dünyanın. Geri kalan herkesin, her şeyin önemsiz hâle gelmesi. Bir bütün olarak, varolan her şeyin en iyisi oymuş gibi bakmak.

Doğan Cüceloğlu, E. Cummings’in bir şiirini alıntılıyor… “Seni diğerlerinden farksız yapmaya çalışan bir toplumda kendin olarak kalabilmek, savaş ister.”

Çok başarılı...

Bir tren yolculuğuna çıkacaksınız. Yol epey uzun. Yanınıza hangi kitabı alırdınız? 🌷

Okuduğum en gerçek teselli.

Yükseklisansa hazırlanan öğrencilerimize J.Harri’nin aşağıdaki kitabı ile Byung Chul Han’ın “yorgun toplum” kitaplarını okumalarını tavsiye ediyorum. Önce yaşadığımız modern hayatı organize edelim, farkındalığımız gelişsin sonra tarih, yüksek lisansı vs gelir. Bunları okuyun!

Okuyan için çok anlamlı.

“Temmuz bitti, Ağustos da bitecek.. Eylül'de ellerin üşüyecek, biliyorsun..”

Çabama sağlık. 🌹🍁

Bal arısı zehrinin, kanser hücrelerini nasıl öldürdüğünü izliyoruz.

Yüreği güzel tüm dostlara selam....

Yer İşaretleriniz 'de bulunsun

Türkiye bahtımızdır, daima açık olsun..🇹🇷 #30Ağustos

Elinde değildir, akşam serinliğinde üşürsün... Eylül'den itibaren geceler hazindir, uzundur, bilirsin...

Telkâri #Derlerki

Okuyan için çok anlamlı.

Richard Sennett, “Saygı” kitabında yer alan “Saygı Kıtlığı” bölümüne şu sözlerle giriş yapıyor:

SAHTE KARAKOL 1950'li yıllarda Sirkeci Emniyet Amirliği'nde görevli üç polis memuru emekli olurlar. Emekli olurlar ama geçim kaygısına da düşerler. Yaşları da henüz genç olduğundan bir iş yapma konusunda kafa yorarlar. Şu işi yapalım, yok bu işi yapalım derler ama bir baltaya