Hayatımız bir çözülmez bilmece Of çekeriz, topu topu tek hece Hangi düşü göreceksek bu gece Biz ne bilek ağam, hökümet bilir.

Tahammül teşviktir böyle hayata Öl, insan küçülmez ölünce Hasan.

Zaman iter, toprak çeker Can ağacı yaprak döker Sevdiklerim teker teker Gitti, gelmedi bir daha.

En temiz topraklara gül eksem mantar biter Yollar sırat köprüsü, durmak düşmekten beter.

Bir dertten kurtulsak beşi geliyor Hâl aynı hâl amma yara değişti Kaptan yolculardan haraç alıyor Yol aynı yol amma kira değişti.

Dedem Korkut töresiyle töreli Edep ahlak sevgi saygı sıralı Kırk yıl önce aklım erdi ereli Bir güzel ülküdür gönül verdiğim.

Korkuyorum, belki yarın geç olur Geleceksen bir gün önce gelsene Yaralıya yol gözlemek güç olur Geleceksen bir gün önce gelsene.

Yesi’deki kutsal aşkın mayası Malazgirt’te Alparslan’ın rüyası Söğüt’teki has kilimin boyası Bir güzel ülküdür gönül verdiğim.

Şavaştayım elli yıldır Ömrüm geçti boşalt doldur Anlamadım bu ne hâldir Bir gün tüfek çatamadım — Suları ıslatamadım!

Unutmam mümkün değil, unutur sanma Gelmez diyen olursa sakın inanma Umutlarını kaybetme ha zamanla Geç kaldı diyerek gam çekme — Gelirim, beni bekle.

Çevirmez ahını Allah öksüzün Pek basittir devrilmesi köksüzün Her kim olsa haksızlığı haksızın Suratına çalacaksın, tamam mı?

Özümden âleme kuşlar uçurdum Hangisi menzile vardı bilmem ki...

Zorba bağdaş kurmuş çokluk üstüne Mazlum yokluk örer yokluk üstüne! Kanun, hak, adalet, hukuk üstüne Dört yatakta bir düş gördüm, yorumsuz.

Dar zamanda düşmanların altına At olanlar safımıza gelmesin Garibanın, fukaranın sırtına Bit olanlar safımıza gelmesin.

Kimi vurgun vurdu döndü köşeyi Kimi yalamakla doydu şişeyi Kiminin ateşi, külü, maşayı Ekmeğe dürdüğü çağda yaşadık.

Bulanmaz, gönlümüz rahat denizi Silinmez dünyadan bu aşkın izi Nemrutlar ateşte yaksalar bizi Savrulsa külümüz Mevla’ya gider

Anladım be Hasan, sende de iş yok  Bir şey düşünmezsin ekmekten gayrı  Allah sonumuzu hayır getirsin Güvencim kalmadı felekten gayrı…

Tatlı hatıralar, sıcak sevdalar Hakikatsiz rüya oldu, duydun mu?

Kan kızıl ettiler gök mavisini Dert yiyor yiğidin en kavisini Bağrına saplanan zam çivisini Sök sökebilirsen, iş başa düştü.

Adalet birine bir ton Birine beş, birine on Ölçüyü yitirdim en son… Sırtımda ceketim öksüz, Yurdumda milletim öksüz.