Hakkaten bu memleketin adaletinden hukukundan zerre umudum kalmadı ama İlhan Sami Çomak düşününce onun 30 yıldır içerden tutunduğu hayata bakınca üzerine söz söylemek zor… polatların yaşadığı tahliye sevinci bana 17-24 aralıkta sırıtanları hatırlattı, değişmeyen pişkinlik.

Bir yandan polatların peşine takılan yağcı yağmacı konvoya bakın sonra bir oğulun şu öfkesini izleyin.

"Figen Şakacı, Kesekli Tarla'da bu coğrafyanın insanlarını anlatmaya devam ediyor." bit.ly/3gEXnPo figen şakacı

Bu yazı için Şule Tüzül’e tekrar teşekkür ederim

#ilhansamiçomak özgürlük

Edebiyat sınır, yasa tanımaz! yavuzekinci yalnız kalmaz

Narin'i sistematik ve organize bir kötülük katletti. Günlerdir aynı çemberin içinde dolanıp durup, yine o çemberde Narin'in cansız bedenini bulmak salt saf bir beceriksizlikle açıklanamaz. Bu işin içinde olup koruyan/kollayan/geciktiren/manipüle eden kimler varsa tek tek açığa

Ne kahır ne öfke… hiçbiri #naringuran geri getirmeyecek. Bu çürümüşlük daha çok çocuğu kurban edecek. Lanet olsun!

Sizden de bunu bekliyoruz; lütfen bu kez onlar da daha çok olalım, katillerin yakasına yapışalım

Halkımız #narin için yürüyor. Bir gün Jin Jiyan Azadi diye bağırmanın ne anlama geldiğini tüm dünya anlayacak!

Tek tesellim suç ortaklığına varan suskunluğun, sessiz ve kalleş sözleşmelerin son bulması olurdu. Sokaklara sadece Diyarbakı’da değil her ilden akın akın dökülenler olsaydı…

Onlar tehdit dozunu arttırdıkça gazetecilik yapmak hevesimiz hep artar.. Bu ülkede en rahat gazeteciler tehtlt ediliyor. Saldırı ve tehdit hiç umrumda olmadı söz konusu olan Narin'di çünkü .. Gerçekler yazılmasaydı bu olay bugün ki duruma gelmezdi, her şey gizli kalacaktı...

N.Ç. davasını hatırlar mısınız? Ne bir köyde, ne akrabalar arasında yaşandı bu vahim olay. 2003'te Mardin'de, 13 yaşında bir kızın en az 28 kişinin tecavüzüne uğradığı ortaya çıkmıştı. Devlet ve belediye memurları, zabıta, vakıflar şube müdürü, ziraat odası başkanı, ilköğretim

Yavuz Ekinci 18 Eylül’de -yine- yargı önünde olacak. Suçu: roman yazmak! Hani şu ilk yayınlanışından yıllar sonra basım, dağıtım, satış yasağı getirilen, nüshalarına el konulan romanı Rüyası Bölünenler’i. Mahkemeye gidip Yavuz’un düşlerinin Yavuz’a ait olduğuna şahitlik edeceğiz.

Bitirgen bir büyüme romanı olduğu kadar 12 Eylül’de çocuk olmanın ve bir daha iflah olmamanın da romanı. Darbenin 44. Yılında Martı Kitap Kulübü üyeleriyle Bitirgen’i ve onun büyüme serüvenini konuşacağız. Bodrum’da olanları Gaya Atölye’ye beklerim İletişim Yayınları

dili bir üniforma gibi giyinmenin, kendini ele vermenin en kestirme yolu olduğu bir kez daha teyit edildi: "dış güçler ve yerli uzantıları"

Rakamlar da korkunç sonuçları da!

"Ömrüm büyümenin büyüsüne kapılarak ama bir o kadar da büyümeme inadıyla geçti." Figen Şakacı, Bitirgen'le başlayıp Pala Hayriye'yle devam eden üçlemesini Hayriye Hanım'ı Kim Çaldı? ile tamamladı. bit.ly/2wpqz5S

Eren Keskin: Güran ailesi o açıklamayı yapmadan önceki akşam bazı milletvekilleri yanlarındaymış, Narin’in ailesinin bir adli tıpçıdan görüş aldığını düşünüyorum t24.com.tr/yazarlar/cansu…

Raskolnikov üzerinden Dostoyevski, Gregor Samsa üzerinden Kafka, Rüyası Bölünenler'de ise, adı dahi geçmeyen, zamir olarak belirtilmiş bir karakter üzerinden Yavuz Ekinci yargılanamaz. Edebiyat yargılanamaz. #YavuzEkinci Yavuz Ekinci