Bazıları milliyetçilik muhafazakarlık gibi kavramların bile artık anlamını kaybettiğini düşünüyor Ben o kanaatte değilim. Geçtiğimiz 20 yılın ciddi özeleştirisini yapmış milliyetçi-muhafazakar bir ekolun memleketin gerçek sıçrayışını gerçekleştireceğine inanıyorum.
Milliyetçi Muhafazakar camia için de geçtiğimiz 20 yıl inanılmaz bir deneyim oldu. Bir çoğumuz en ufak tarikat, cemaat eleştirilerine bile kapalıydık, güven duygumuz mensubiyetler üzerinden şekillenmişti, iktidarı almanın her şeyi çözebileceğine inanıyorduk..
Bir dönem ‘derin devlet’ hikayeleri çok populerken Deli Yürek ve Kurtlar Vadisi dizileri çok tutulmuştu.. Kızıl Goncalar dizisininde kanatimce tutulma nedeni dönemsel olarak tarikatlarda yaşanan ve kamuoyuna yansıyan birçok sıradışı haber ve post kavgalarıdır.
Perşembe yaylası dünya gözüyle gördüğüm en ihtişamlı güzelliklerden. Yeşilindeki ton insanın kalbini titretir..İnşaAllah gerçek değildir..Gerçekleşmez..
Bir kentin gelişmişliği ile ilgili söylenebilecek en güzel sözlerden birisi “sürekli yağmur yağıyor ama bir tane su birikintisi bile göremezssiniz.”İşte yerel yönetimden beklentimiz bu olması gerekirken malesef biz yardım kolisi, emekliye harçlık, cocuklara süt le kandırılıyoruz.
Her güçlü yağışta suya gömülen alt geçitler, can ve mal kayıpları, şehirlerin tüm ana arterlerindeki kilitlenmiş trafikler..Başı boş köpek terörü..Halkın yerel yönetimlerle ilgili beklenti algısını kaydırdılar..Sadece kazanmak için..Kentlerimizde yaşadığımız bir çok sorun bundan.
Şehit Hasan Saklanan..Bu dünyada çok özel ruhlar vardır..Kanaatimce onlardan birisi..Cesaret timsali..Zulme karşı bir haykırış..İslam dünyasının içinde bulunduğu bu zillete bir reddiye..Rabbim şehadetini kabul eylesin..
Dere içlerine yapılan yapılarla ilgilensin diyoruz ama o bölgeye koli dağıttı diyorlar, tarım arazilerini hobi bahçesi diye satıp kaçağa açmalarını engellesin diyoruz ama çifçiye gübre yardımı yaptı diyorlar.Zaafları üzerinden bir halkın geleceğini çalmak başka nasıl olabilir ki?
Tabi uzun süredir büyükşehirlerimizde trafik sorunu, alt yapı yetersizliği, tarım arazilerindeki kaçak yapılaşma gibi konular konusulmadığı için her güçlü yağan yağmurda felaketler yaşıyor ve ciddi kaygılar yaşıyoruz…
Yani artık söylemin istinatgahında ‘gerçek veri’ ve ‘şeffaflık’ yoksa belagatın ihtişamıda geçersiz oluyor. Filistinle ticareti kestik cümleleri daha kurulurken,dünyadaki bir çok açık kaynaktan bu teyit edilemiyorsa kurulan cümlede oluşturulmaya çalışılan algıda anlamsızlaşıyor..
3.yol iddiası ile siyaset arenasına çıkan İYi parti nispeten diğer partilerin içerisindeki statükolar tarafından dışlanmış, ve bu gidişe itiraz eden kadrolar tarafından kurulduğu izdüşümü toplumda oluşmuştu.Fakat parti içindeki ‘şeffaf’ olmayan ilişkiler ve finans yüzünden çöktü.
Çağın bizi getirdiği noktada bilgiye ulaşımın engellenmesi artık nerdeyse mümkün değil..O yüzden önümüzdeki dönem siyasetinin en büyük silahının da ‘şeffaflık’ olacağına inanıyorum..
Gazze halkı ve Haniye şu an ileri derecede mazlumlar.. Uzatılan her eli açılan her kapıyı değerlendirmek zorundalar..Kin tutacak mütekabiliyet gözetecek durumda değiller..Sn Erdoğan kendisinin ve partisinin üzerindeki kanaati değiştirebilmek için bu hamleyi yapmışta olabilir…
Bu kontrolsuzluk olduğu sürece yakında ev bile satacaklar ve herkes onlardan alacak…En az 30 kalem mesleği bitirdiler..Kırtasiye, pastane, bakkal, beyaz eşya, manifatura vs. vs…
Doğu ve Güneydoğuda son ziyaretlerimde ilgimi çeken konulardan biri; kendisi 7-8 kardeş olmasına rağmen Kürt kardeşlerimizin eğitimli kesiminin 1-2 çocuklu aileler kurması oldu.