Nedir bu tutkunluk hali? Nasıl bir anda kendimi yitirip tinimi kaplayan, oradan zihnime, zihnimden yüreğime vuran hoş duygulara kapılabiliyorum? Dünyanın en iyi ressamı olsam ölene kadar çizemeyeceğim, üzerimde böyle tesiri olacak birini, hatta bir tanrı olsam yaratamayacağım...

Belediyeler kadın kotası diye bir kural koymuşlar, belli miktarda kadın çalıştırmak zorunluluğu ile güya kadınlara destek oluyorlar, biraz daha oy devşirmek dışında bir amacı olmayan, kadınları aşağılayan bir tutumdur bu. Eğer herhangi bir iş İçin İşçi alımı yapılacaksa imtiha...

Umarım işe alırlar beni, hatta şu esnafların yaptığı gibi yarın gel başla derler. Bir işe yaramama hissiyatı bedenimin her zerresine öyle nüfuz ediyor ki dayanamıyorum artık, bu hem şahsi hem ailevi bir mesele.

Nezaket bir davranış biçimi değil bir oluştur zaten, sen bu oluşu koşullara göre kullanıyorsun. Özünde kaba saba bir adamsın, ancak yeni tanıştığın ve ilgini çeken bir kadın olduğunda veya yeni bir işe başlayıp oradaki insanlarla ilk diyaloglarında nazik olmaya çalışan birisin.

Henüz görüşmeye saatler kalmasına karşın hızlı adımlar atıyordum. Bu şehir acelen olmasa dahi hızlı yürümen gerektiğini hissettiriyor sana.

'İlacı, ağacın deforme olmuş yapraklarına değil, çürümüş köküne boca edin. '

Bir öykü kitabı bu okuduğum. Ben bir öykü kitabından ne beklerim? Kısa olsa da içindekiler sayfalar dolusu anlatılanlara bedel olsun. İçindeki öykülerin herbirinin anlamı derindi. Yazar, sadece olay...

Sordular mı bize o kıymetli soruyu
Yaşamak ister misin diye sordular mı
Kaç yaşındaydım sorduklarında
Bilge miydim cahil miydim sorduklarında
Hangi bilince sahiptim sorduklarında
Ne hayal ettim de kabul ettim sorduklarında
Eğer şu an hatırlamıyorsam sorduklarını
Ben ner...

Ne yapacaktık? Toplumun büyük bölümünün yaptığı gibi dış görünüşünü beğendiğimiz kişilerle aynı eve tıkılıp sürekli kavga eden, ortak zevkleri olmayan, birbirini anlamayan, tanımayan bir süre sonra birbirinden nefret eden insanlardan mı olacaktık?

Yeşil yeleğinin üzerine beyaz harflerle yeşil seviciler yazan insanlar gördüm. Adımlarımı olabildiğince azaltmama karşın yine durdurmadılar beni, üstelik bu defa üzerimde takım elbise de vardı. Ne var bende, neden durdurup bana da anlatmıyorlar başkalarına anlattıkları şeyi...

'Önceki hukuk sistemimiz de bozuktu. Yoldan
rastgele beş kişi çevir dördü bozuk olduğunu
söylerdi, ancak o sistemle yüzyıllarca idare
ettik, öyle değil mi? Kimse o sistemi yıkmaya
kalkışmadı. Otoriteler yıkıldı, rejimler değişti ama
hukuk öylece kaldı. Hukuk daima devletin...

Yazarın son paylaşımı.

İkimizin de sevdiği bir yemeği yaparken buldum onu; benim sevdiğim onun sevmediği bir yemeği yapıyor olsaydı suçluluk duyduğunu ve kendini affettirmek istediğini düşünürdüm, onun sevdiği benim sevmediğim bir yemeği yapsaydı kırıldığını ve bana küstüğünü anlardım. Ancak, ikimiz...

'Ya bundan içersin ya da veremem, üzgünüm. Şu kelimeden kurtulmak gerek. Öyle olmadığımız halde bariz yalan söyleyerek üzgün olduğumuzu ifade ediyoruz. Neden yapıyoruz bunu, bir fikrin var mı Korcan?'
'Ne bileyim ben.'
'Bir arzuyu, talebi karşılıksız bırakınca kullanıyoruz...

tuğba hep onun olmamı ister
belimi ikiye bölecekmiş gibi sarılır
göz göze gelmemizden sakınır
utanır sıkılır kızarır
tut elimi aşalım tüm tepeleri
bir çatı altında bir yatağı bölüşelim
ben seninim tuğba
aynı zamanda hiç kimsenin

Bilinç midir insanın öz varlığı
hür irade midir bizi ayırt eden hususiyet

Siparişimin gelmesini beklerken gözüm içeride kokoreç yiyen insanlara odaklandı. Bir hayvanın bağırsağını yediklerini, yiyecek olmamı yadırgadım, ilkelliğimin farkına vardığım nadir anlardan biri oldu. Burada oturanlardan kaçı bir hayvanın gırtlağına bıçağı dayayıp...

'Bize gerçeği söyleyecek olan Anoru değil miydi? Nasıl oldu da ikisinin de doğru söylediğine karar verdi?'
'Anoru hata yapmıştır.'
'Ama yapmamalıydı, o kadar güvenlik önlemine rağmen nasıl hata yapabilir, buna inanasım gelmiyor. Anoru kusursuzdu.”
'Bu dâhil hiçbir şey kusursuz...

Resme ne kadar bakarsam bakayım bir şey anlamıyor, anlamadıkça kendimi ahmak gibi hissediyordum. Soyut sanattan tiksiniyorum.

'Çünkü vatandaşlarını düşünüyor devlet.'
'Ne anlamda düşünüyor?'
'İnsanlar yaralıyken ölüme terkedilmesin, yaşatılsın diye.'
'Evet ama neden yaşatılsın?'
'Nereye varmak istiyorsun?'
'Devlet, benim seni kurtarmamı zorunlu kılıyor, çünkü yirmi beş yaşına kadar faydalanamadığı...

Sarvan Rahimov, öykülerindeki avangart kurguları ve olağan dışı bakış açılarıyla okurlarının karşısına çıkıyor. Öykü okumayı seven; töz olarak benzer, birbirine eklemlenen öyküler okumaktan bunalmış, yeni ufuklar arayan, aynı zamanda öykü okumaya küsmüş okurları bir araya...