2) Ali Osman efe ve Parti pehlivan namlı iki yiğit, Manisa cezaevinden kaçırdığı mahkumlarla beraber oluşturdukları bir akıncı müfrezesiyle, yunan ordusunun yaklaşmakta olduğu Menemen Boğazı’na gitmektedirler.
Emir, Balkan savaşlarının eski komutani Ali Çetinkaya’dandır. ⤵️
3) Akıncılar Yund dağını aşarak, Kocadere’yi geçip Osmancalı köyünde mola verirler. Menemen Boğazı önlerinde yükselen dumanlı dağlarının hemen ardındadır. Akıncıların hiç bir azığı yoktur. Osmancalı köylüleri sadece ekmek verebilirler. ⤵️
4) Destek alabilmek için çevrede bulunan Ortaköy, Avdal ve Bozalan köylerini dolaşırlar.Köylülere yunan ordusunun yaptığı mezalimler anlatılır fakat köylü çok soğuk ve ilgisizdir. Destek vermezler.
Köylülere neden yardım etmedikleri sorulduğunda bir köylü şöyle der; ⤵️
5) “İyi emme, biz bir şey yapamayız. Sümbüller köyünde Şeyhimiz var. Onunla görüşmeniz gerekir.” Akıncılar yola koyulur ve Sümbüller köyüne vararak şeyhle görüşmek istediklerini söylerler. Halk da köy meydanına toplanır. ⤵️
6) Şeyh de yeşil sarıklı, cübbeli, saç sakal birbirine karışmış gelir.
Parti Pehlivan söze başlar; “İzmir’i, Menemen’i yunan vurdu, ezan sustu. Mala, cana, ırza tecavüz ediyorlar. Buralara da geldiklerinde aynı şeyi yapacaklar. Direnişe destek verin.“ ⤵️
7) Köylü suskun kalır Şeyh ise alaycı bakışla, hoşgeldiniz, aç mısınız, tok musunuz demeden;
“Ben Yund dağına kadar bu köylerin tarikat şeyhiyim, bizim tarikatımız yunana tek bir kurşun atmayacak. Mehdi gelmeden de caiz değildir” dediğinde, Milisler sert tepki verir. ⤵️
9) Akıncı milisler, Şeyhe ve onun izinde giderek yunan ordusuna karşı destek vermeyen, kurşun atmayanlara lanet okuyarak köyden ayrılırlar. Dumanlı dağlarını aşarak Menemen düzüne ulaşırlar yunanlılarla çatışırlar. ⤵️