#RafahOnFire this genocide must be stopped!

adama, 'tarihi eser' diyorum, 'ne işe yarıyor, bari cami yapıp namaz kılsınlar' diyor. öyle bir zihniyet ki; plaza dikemediği yeşil alanı, rantını yiyemediği ormanı, otel yapamadığı sahili, para kazanamadığı ırmağı, pişirip yiyemediği dağ keçisini, ceylanı, kuşu gereksiz görüyor.

soldaki, uruguay'ın eski devlet başkanı josé mujica; sağdaki, iran'ın eski cumhurbaşkanı mahmud ahmedinejad. şimdi bu adamlar, 'aza kanaat edin, israf etmeyin, kemerleri sıkın' deseler, hiç yadırganmaz. çünkü kendileri de öyle yaşıyor. bizdeki din adamlarının ve siyasetçilerin

saltanatın şanındandır;
soytarısı ve dalkavuğu eksik olmaz...

görünen köydü aslında, kılavuz istemiyordu...
ama olağanüstü hal şartlarıydı.
bir yanlışa hayır demenin terörize edildiği şartlardı.
rüzgâr tek yönden ve çok sert esiyordu...

çok şükür, o rüzgâra kapılmadım.
o ucube sisteme evet demenin vebalini yüklenemezdim.
tercihim

bir grup genç, içlerinde başörtülü kadınlar da var, soykırımcı İsrail'le rezil ticaretin kesilmesi için eylem yaparken yaka paça gözaltına alındılar

şu kepaze işi başka bir hükümet yapsa, en az yirmi sene salya sümük anlatır dururdu hatipleriniz

hepsi susuyor, cidden rezilsiniz

dürüstçe kabul edelim:
adalet hassasiyeti düşük bir toplumda yaşıyoruz.

ben bu gerçekle ilk kez daha ortaokulda iken tanıştım. bir öğretmenin başka birkaç öğrenciye yaptığı haksızlığa itiraz ettiğim için zarar gördüm, haksızlığa uğrayanlar dahil kimse beni savunmadı.
toplum

Bazı müslümanlar,
'sadece müslüman oldukları için',
Allah'ın onlara cennet borçlu olduğunu zannediyorlar galiba...
Dini istedikleri gibi,
işlerine geldiğince yaşayıp,
menfaatleri için dini kuralları esnettikleri ve hatta yok saydıkları halde,
cenneti de garanti görüyorlar.

Okçuar tepesi kadar taş düşsün başınıza. Kanalizasyon temizleme işine bile kutsalı alet etmeden duramıyorsunuz.

Seçimin kaybedenlerinden birisi de belediye seçimlerini bile iman-küfür savaşına çeviren dini cemaatlerdir

Ülkenin % 60'ını bir seçimden dolayı peşinen günahkâr ilan ederseniz, varoluş amacınızı kaybederseniz.

Cemaatler siyasetten tamamen sıyrılıp, doğal sınırlarına çekilmeli.

Bu müslüman alimlerin ülkedeki haksızlık, hukuksuzluk, yağma, israf, talan ve kayırmacılıkla hiçbir sorunu yok mu? Bu hususlarda ne zaman marufu emredip münkeri nehyettiler?
Bu ülkede giderek bozulan gelir dağılımı adaletsizliği ile bir sorunları yok mu?

Türkiye'nin en büyük siyasi çıkmazı, bu iktidardan umudunu kesen kesimlerin alternatif arayışlarındaki kriterleridir.
Belli başlı kriterler: Bir popülariteye, şöhrete, sermaye gücüne, hemşeri/aşiret desteğine sahip olmak.
Bu kriterlerin hiç birisi 'adil bir yönetici bulma'

Bu sözler söylensin diye her kapı açılıyor, kırmızı halılar seriliyor, ödüller verilip büyük mütefekkir pozları oluşturuluyor. Günü gelince böyle konuşulsun isteniyor.
Bu seçimler bu kadar önemli idiyse yetki sahipleri kimliğimizi bozmaya çalışan o güruhun talepleri kadar kendi

Evrimi şöyle yaktık, yıktık deyip video çeken, 'nurcu' diye bilinen tanıdığım insanlar da var. Ne literatür tarayacak yabancı dilleri, ne de literatürü yorumlayacak akademik selahiyetleri var. Sadece kendi taraftarlarını tatmin edecek bir tavır. Fazlası değil...

Sevgili genç nurlu kardeşlerim! Yaptığınız faydalı çalışmaları tebrik ederim. Fakat sosyal medyada faaliyet gösteren vidyo üreten birçok nur kaynaklı mecra işaret ettiğim eksik ve arızaları ciddiye almadıkları, bunları düşünmeye değer bulmadıkları için faydalı olacağım derken çok

Alim’in her zaman muhalif olması, iktidarın hiçbir zaman doğru şeyler yapmadığı anlamına gelmez. Sadece iktidarın toplumdan ayrı bir sınıf olarak gücünü daima kendi lehine artırma meyline sürekli bir direnç gerektiği anlamına gelir.

Oy versen de iktidar senin dostun olamaz, sen

Bir hocaya yakışır mı?

- Hiçbir kuruma güven kalmamışken
- Gelir adaletsizliği had safhaya çıkmışken
- Zengin kayırılıp yoksula vergi bindirilirken
- Eğitim kurumları iflas etmişken
- Mahkemede insanlar hakkını alamazken
- İhaleler bir zümreyi zenginleştirirken
- Milli-manevi

nur talebelerinin asla hazım sorunu yaşamadan sonuna kadar okuması gereken, son derece haklı ve gayet insaflı bir eleştiri...

eleştiriye bir katkı da ben yapayım:
maalesef nurcuların büyük kısmında islam düşünce tarihini risale-i nur'la başlatma ve de 'çok az bilgiyle çok fazla

'adaletin tevziinde adalet olmazsa, zulüm görünür.'

meseleyi ne güzel, ne veciz, ne harika şekilde özetlemiş bediüzzaman...

bu ülkenin büyük meselesidir bu.
kanun varsa, kural varsa, anayasa varsa, yasak varsa, hepsi de herkesi bağlama durumundadır.

anayasa varsa ama bu