Bizim gollerden sonra Ferdi Tayfur-Bana Sor çalsın. Mutluluğu tanırsın, mutsuzluğu bana sor.

İsmail’in sakatlığı ciddiyse Sami Yen’de dokuz tane falan yeriz. Hem Krunic hem Düldül oynayacak.

Beşiktaş on kişi, biz dokuz. Krunic hem kendi yok hem Fred’i oyundan düşürüyor.

Dördüncü çeyreğin başındaki Sestina inadı ve Wilbekin’in manasız zorlamaları bitmiş maçı adamlara döndürdü. Neyse, sağlık olsun. İç-dış ayırt etmeyen bir takım Monaco, İstanbul’da da yüksek konsantrasyon lazım.

İspanyol’dan, Hollandalı’dan sakının ama Portekizli’den kaçın diyor. Kitapta yazıyor. Çok büyük sıkıntıları olan bir millet.

Bir karıştırmadığın orası kalmıştı amk. Bir de yalan söylüyor götveren.

Vilius’u Olympiakos maçına bekliyordum ama ilk maçı kazandıkları için içerdeki maçlardan birine saklıyorlar demek ki. Pukl’la beraber maaşlı çalışanları.

Klasik Yunan takımı yaygaracılığı. Maçta hiçbir şey yok, tatava yaptıkları pozisyon da ilk çeyreğin bitiminde dört dakika kala yerdeki pozisyona verilen üç atış. Bizim geçen seneki Olympiakos maçı gibi bir şey oynasalar Euroleague merkezine savaş uçaklarıyla dalar bunlar.

Birinci Dünya Savaşı ve öncesindeki süreçte Harbiye Nazırı Bartzokas olsaydı Rumeli hala Türk toprağıydı.

Grimau o kadar büyük Barcelonalı ki, önümüzdeki sene Final Four’a ev sahipliği yapacakları için takımın başına Pascual’i getirmeye çalışıyor.

Monaco’yla eşleşmiş olmanın neden diğerlerine göre daha avantajlı olduğunu ispat eden bir maç oldu. Farkı bir rakip olsaydı böyle bir ilk yarı yirmi, maç otuzdu. İkinci maç daha zor olacaktır ama Berlin iki saat öncesine göre çok daha yakın. Geliyoruz ulan, geliyoruz.

Çok zor şartlarda inanılmaz bir maç kazandı Fenerbahçe. Verilen mücadele bütün övgüleri hakediyor. Hepinize helal olsun.

Kımıldamayın.

Aşkın olayım

Nunn’ın yerleşime bak. Ergin muhtemelen set kırılırsa alternatif olarak Nunn’ın birebirini kovalamış ama hem bütün hücumda hiç tehdit oluşturmayıp beşe dört bırakmış hem pas kanalında kalmamış. Top kaybının yarısı ona yazar.